Keşke oraya hiç gelmeseydim demeyeceğim hiçbir zaman. Bunu benden bekleme. İyi ki geldim ve iyi ki seni tanıdım. Bunun için kendimi mutlu sayabilirim.
En azından seni sevdiğimi söyledim. Ya bunu da beceremeseydim...
İşte o zaman kahrolurdum.
Seni üzmek için yazmadım. Seni etkilemek için de değildi bilesin. Hoş zaten sen de yazdıklarımdan etkilenecek değilsin.
Yazmam gerekiyordu sadece..
Uyumak istemiyorum. Sen şimdi ne yapıyorsun bilmiyorum.
Sabah olmasını istiyorum bir an önce. Sesini yeniden duyabilmek için.
Dayanmalıyım... direnmeliyim...
Ben burada acıdan kaybederken sana mutluluk dilemek erdem midir yoksa başka bir şey midir bilemem.
En iyisi bir süre bu şehirden, bu ülkeden gitmek olacak. Seni unutmak mümkün değil ama ne kadar uzak olursam o kadar iyi.
Ama şunu unutma. Bir gün ikimizin bu kısa öyküsü bir film olarak karşına çıkarsa şaşırma.
Yalnızca;
Dur,
Düşün,
Ve beni hatırla olmaz mı ?
De ki; “ bu adam beni gerçekten de çok sevmişti”
Onu anlamıştım ama yapacak bir şeyim de yoktu de...
Mutlu olmak varken bu dünyada,
Eğer her şeye rağmen bir daha görüşemeyeceksek, ve sesini duyamayacaksam eğer, gözlerindeki ışıltı hiç sönmesin. Ve o gülüşünün fotoğrafını kimse çekmesin.
Onu bari bana sakla olmaz mı?
Kendine iyi davran.
Ve Sevgiyle kal her zaman...
19 Ağustos 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder