sevdam bir inci

Dolu dolu gözlerimde parladın inci tanem Sevdan bir kor yüreğimde hep yandı inci tanem
Şu yaralı gönlümün dermanıdır sözlerin Dermanısın vuslata hasret olan güllerin
Sevdasısın bugünlerin,yarınların,dünlerin İsmini bu deli gönlüm hep andı inci tanem Sevdanla bu yüreğim hep yandı inci tanem

Hicran ateşiyle hep yansam da için için Şikayetçi değilim çekerim senin için
Nedeni yok bu sevdanın sorulmaz ki ne için Ezelden yazıldı gönlümüze bu sevdan inci tanem

Dolu dolu gözlerimde parladın inci tanem Sevdan bir kor yüreğimde hep yandı inci tanem

16 Kasım 2009 Pazartesi

Haşa ya Rab haşa sen Böyle olamazsın

Haşa ya Rab haşa sen Böyle olamazsın






1-    Sen beni elinle yarattın suret giydirdin… Ruh bahşettin… ölü idim hayat verdin… Haşa, haşa sen beni ölümün eline  terk etmezsin.
2-    Sen beni çamurun rahminden çıkarıp meydana getirdin… İnsan kıldın… İrade verdin… Akılla güzelleştirdin… Haşa, haşa sen beni tekrar ebediyen çamura iade etmezsin…
3-    Adem idim vücud verdin… vücud bahrine daldırdın… vücud bağıyla kayıtlandırdın… Haşa, haşa sen beni bir daha tekrar ademe teslim etmezsin…
4-     Yokluk karanlığında idim bana mahiyet kazandırdın… Karanlığımı ziyadar eyledin… Yokluktan azat ettin… Eşya içinde bir yer buldum… varlık içinde var oldum… Haşa, haşa sen ki bol veren Kerim’sin benden mahiyetimi almazsın… Haysiyetimi yok etmezsin… Tekrar fenaya, yokluğa çevirmezsin…
5-    Sen beni fena zulmetinden söküp çıkardın… sermediyet suyu içirdin… Beka sevdasına çağırdın… Ebediyet güzelliğine meftun eyledin… şevkle doldurdun… Haşa, haşa sen beni huzurundan kovmazsın… Ebediyet kapısını yüzüme kapatmazsın…
6-    Çağlar boyu Gaybe büründüm… Sessizliğe daldım… Ruhum donuk, iradem felç, basiretim perdeli, huzurdan yoksun kaldım, Sen beni gayb baygınlığından ayılttın, tutulmuş nutkumu açtın… Yok idim var eyledin… Vücudun kutsiyeti ile gözümü açtın… Ebediyetle müjdeledin… Haşa, haşa sen beni unutmazsın… Yollarda garip yalnız kimsesiz, hüviyetsiz bırakmazsın… Ya Rab bu senin ne şanın ne de alışılagelmiş adetindir…
7-    Sen benim susuzluğumu Cemal’inin pınarından akan suyla giderdin… Celal’inin ziyasıyla beni benden aldın… Aşk gecelerinde uykumu kaçırdın… Narının hoşluğunu tattırdın…  Huzur atından hiç indirmedin… Sen böyleyken beni öldüreceksin… Ayrılık kılıcıyla keseceksin… Şevk deryasının üstünde savrulmuş sahipsiz, çöp gibi  değersiz terk edeceksin… Sanki beni hiç tanımadın… Elinle yaratmadın… Nurefşan  cemalinle diriltmedin… Haşa, haşa sen böyle olamazsın… Kanunların da böyle olamaz…
8-    Kalbim seni anmakla dolup taşmakta… Sana kavuşmak için şevk her tarafımı sarmakta… Beni kendine hayran ettin… Yalnız kendin için istedin… Beni benden kendin için aldın… Ben de sana olan sevgim için her derdi satın alırım, bütün elemlere katlanırım… Böylece hayalimin hatıralarına, rüyalarına, emellerine can vermek isterim… Ey hesapsız veren cömertlik sahibi  Cevad u Kerim Haşa, haşa sen beni eli boş çevirmezsin, senden uzak etmezsin, beni üzüntülerimle çaresiz baş başa bırakmazsın… Ruhumu gıdasız bırakıp helak etmezsin… Yoksa hatıralar solar, hayaller yıkılır, rüyalar kesilir…  Ben ve biz olmamış oluruz… Bunlar senden beklenmez… Ben seni böyle bilmedim… Ve öyle de sana tevekkül etmedim…
9-    Sen ki bezmi ezelde (Elestu…) ile (Rabbiniz değimliyim?) demekle benden söz aldın, güven verdin… Ubudiyet gerdanı taktın… Rahmet kanadı gerdin, inayetle yaşattın… Ben ise (Bela) dedim… Açık ve gizli ameller işledim…. Haşa, haşa sen beni terk etmezsin, fenaya göndermezsin… Dediğim (Bela) hakkı için beni belaların belası olan adem yapma, hiçliğe atma…
10-                      Ölümden korkmak bana azap veriyor… İçimi kemiriyor… Dehşetli düşünceler harmanına atıyor… İniltim büyük elemlerimin eşiğinde sönük kalıyor… Ürpertim korkunç ahlarımın kıvılcımları gibidir, hasret saçıyor... Ya Rab eğer ölüme kurbanlar gibi koşuyorsak hayat neden?... Adem uçurumuna atılıyorsak Vücud neden?... Haşa, haşa ya Rab sen bizi öldürmek için yaratmadın… Ademe atmak için vücud vermedin… Yoksa ölümü ve ademi tevehhüm etmek mi ölümdür, ademdir…?!
11-                       Sen ki kalbi mesken edindin… Nuru cemalinle aydınlattın… Yalnız kendi aşkın için yarattın… Zikir dergahı olarak yaptın… Sen bu evi yıkacak mısın?... Adem rüzgarına tozunu toprağını savuracakmısın?... Haşa, haşa sen Rabbi Rahim’sin zikrin için donattığın evi yıkmazsın… Sırrının ambarı kıldığın barınağı çökertmezsin… Meydana getirdiğin ilminin cevherini, ilhamlarının indiği yeri yok etmezsin …
12-                      O ne gece idi ki geldim… Seccademi serdim… Kalb kandilini tutuşturdum… Ruh mumunun fitilini yaktım… Sırlar gömleğine sardım…  parıltısı azalmadı… Mumu sönmedi…
Ey bastıran karanlığın dalgaları… Kuvvetle beni kendine çek… Uzak deryalara götür… Ben ki sırlar Ummanlarında yelken açmak aşkına vuruldum… Ta ki sırrım faş oldu… Halime denizler ağladı… Haliçler üzüldü… Sen ki kalblerin Sahibi ve Rabbi’sin sana yönlendirip tutuşturduğum kalb kandilini söndürecek misin?… Senin için yaktığım ruhu ziyasız mı bırakacaksın? Senden başkası için yanmayan alevlenmeyen aşkı yok mu edeceksin?!.
13-                      Sen ki beni yarattın sebeplerle prangaladın … Kalb saltanatı ile kelepçeledin… Güzellik aşkına tutturdun… Cemale susattın… Güzele şevk ile koşturdun… Ebedi Cemal’ine davet ettin… Bir ateş yaktın… Bir yangın çıkardın… Ben ise bu aşka kapıldım seller gibi aktım… Dağlar gibi dikildim… Kendimi tutamayarak sevinç çığlıkları atarak şöyle seslendim:
Ey sınırı olmayan sonsuz aşk, gittiğin yerlere beni de götür… Bağrına sımsıkı bas… ötelere yükselt… Yükseklerde nur saçan sahillere bırak…  Kanımla ateşine can olayım… Alevinin şiddetini artırayım… Çünkü o nur üzüntümün karanlıklarını ziyaya çevirir… Böğrüne ümitsizlik gecelerimi gömer…
14-                      Badem boşaldı nuş yok… Ruhum susadı saki yok… Kalbim kıraç filiz yok… Benliğim çöl, her yer serab!...
Ya Rab, eğer su vermezsen kim beni sulayacak… Eğer beni kurtarmazsan kim beni kurtaracak?... Lütfünün şebnemiyle susuzluğumu gider… Rahmetinin sızıntısıyla kuruluğumu ıslat… Saç şefkatinin kaynağından suları kalbimin, ruhumun, varlığımın kurulukları abınla abad olsun…
Ey Rab, Ey Rahim, Senin zikrinle teru taze bir kalbi yok mu edeceksin?.... Adınla ıslak bir ruhu hicran ateşiyle yakacak mısın?...
Sen Rahman’sın, Sen Rahim’in Haşa, haşa hiç böyle  yapmazsın…!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder