sevdam bir inci

Dolu dolu gözlerimde parladın inci tanem Sevdan bir kor yüreğimde hep yandı inci tanem
Şu yaralı gönlümün dermanıdır sözlerin Dermanısın vuslata hasret olan güllerin
Sevdasısın bugünlerin,yarınların,dünlerin İsmini bu deli gönlüm hep andı inci tanem Sevdanla bu yüreğim hep yandı inci tanem

Hicran ateşiyle hep yansam da için için Şikayetçi değilim çekerim senin için
Nedeni yok bu sevdanın sorulmaz ki ne için Ezelden yazıldı gönlümüze bu sevdan inci tanem

Dolu dolu gözlerimde parladın inci tanem Sevdan bir kor yüreğimde hep yandı inci tanem

24 Kasım 2009 Salı

BAŞARI YOLUNDA 20 ALTIN KURAL ...

http://img684.imageshack.us/img684/6136/erfolg.jpg
 
BAŞARI YOLUNDA 20 ALTIN KURAL

DOĞRULARINIZ YANLIŞLARINIZI YER,

TERTEMİZ BİR KALPLE YÜRÜYÜN,

KUVVETLERİNİZİ İYİ KOMUTA EDİN.


Herkes başarılı olmak, hayallerini gerçekleştirmek ister. Bu amaçla çıkılan yol, çok sayıda engel ve aksilikle doludur. Peki engellere takılmadan uygulaması kolay yöntemlerle başarıyı yakalamaya ne dersiniz? İşte 70 altın kural

1. Tırmandığınız Kaya ile Kertenkele Kadar Bütünleşmelisiniz.
Dağcı tırmanmaya başlamadan önce bizim için sadece bir maceraperesttir. Tırmanırken ona "Bu düpedüz deli" diyebiliriz. Zirveye ulaştığında ise o hepimiz için sadece bir kahramandır. Sadece bir kahraman.... Dağcımız malzemesi olmadan, malzeme yardımı ile tırmanmaya çalışan iki dağcıyı geçer. Böyle inanılmaz başarıyı nasıl mı yaptı. Tek cevapla motivasyon sayesinde. Zihni ve bedeni hep o anla yalnızca tırmanış anıyla bütünleşti. Tırmanma dışında ne hayal kurdu ne de zirveye ulaşabilmeyi düşündü. Tırmanmaya karar verdiğinden itibaren, yalnızca tırmanmayı düşündü. Çünkü hedefe ulaşmak için motivasyon çok önemlidir.


2. Çiçekleri Görüyor Musunuz?
Etrafınıza bir daha göremeyecek gibi bakınız. Bir daha duyamayacak gibi dinleyiniz. Çünkü o zaman her zaman bakıp ta göremediğiniz, fark edemediğiniz, duyamadığınız şeyleri, fark edip, görüp, duyacaksınız. İşte o zaman şükredeceksiniz. Ben nelere sahipmişim diye şaşıracaksınız. Elinizdekilerin değerini, sahip olduğunuz şeylerin ne kadar üstün olduğunu bilelim. Çünkü sahip olunan şeylerin değeri kaybedilince anlaşılır. İnsan elindekilerin değerini en basitinden bir çiçeğe, tatlı bir gülümsemeye ve hoş bir masumiyetle bakarak anlayabilir. O çiçekle tüm sırlar, tüm kelimeler, tüm gerçekler gizlidir.

3. Hedef Titremeyen Bir El İster.
Eğer büyük bir gayeniz, hedefiniz varsa mekanik zevklerinizi terk edeceksiniz. Öyle ki bu mekanik zevkler, payenize duyduğunuz büyük aşkı basit bir gönül eğlendirme seviyesine düşürür. Mekanik zevklerin her davetinde biraz daha biraz daha sönmüş olarak dönersiniz. İçinizdeki tatlı dile kulaklarınızı tıkayacaksınız. Gerekirse o tatlı dili çekip koparacaksınız.
Hayatınız yaşam tarzınız, isteklerinizle özdeştir. Hedef dolu bir şarjör, iyi kavranmış bir kabza, örselenmiş bir yiv, tutukluk yapmayan bir mekanizma, gezden gözden arpacıktan bakan bir göz, nihayet titremeyen bir el ister.


4. Gücünüzü Kötü Alışkanlıklarınızı beslemek için Kullanmayın.
Monteigne'e göre alışkanlıklar öyle gürültü yaparak gelmiyor. Yavaş yavaş sinsi içimize adımını atar. Başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür. Ama zamanla oraya yerleşip kökleşti mi öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez. Önemsenmeyen bir hareket, küçük bir girişim, alışkanlıklara mal olabilir. Olabilecek "Bir şey olmaz" demek kadar kötü bir başlangıç olamaz. Alışkanlıklar enerjimizi ve zamanımızı bizimle paylaşırlar. Öyleyse bizim "dost"alışkanlıklara ihtiyacımız var .
Kötü alışkanlıklara doğru ilk adım atan birisi kendi düşmanlarını eğitmeye başlamış demektir.

5. İnsan İçin Çalıştığından Başkası Yoktur.
Başarmak için gerekli bir çok kuvvete sahip olabiliriz. Ama bunlara sahip olduğumuz halde çalışmazsak başaramayız. İnsanın her yaptığı kendinedir. Her insan kendi işini kendi halletmelidir. Kendine güvenmelidir. Öyle ki başkalarının yaptığı şeyden iş çıkmaz işte Necm Suresi 39. Ayeti kerimesi:"Ve en leyse lil insani illa ma sea" insan için çalıştığından başkası yoktur. Tutunun ve yürüyün.

6. Bilgiyi Kaynağına Bakarak Küçümsemeyin.
İnsan hayatında ki en tehlikeli kısıtlama bilgini kaynağına bakılarak bilgiyi reddetme tavrıdır. Size aktarılan bilgi hakkında bilgiyi aktaranın işine yarayıp yaramadığına bakarak karar vermek sizi o bilgiden mahrum eder. Yemeğinize tat gelmesi için bir miktar tuz serpen birinin değeri yemeğine serpilen tuzun değerini düşürmez. Bacakları yok diye bir adama adres sormaktan kaçınmayın. Belki yürüyemiyor ama oraları en iyi bilen adam o adam olabilir.

7. "Bütün Umudum Kendimde" Diyebiliyorsanız.....
"Bütün umudum kendimde"dediğiniz ve bu sözün gerektirdiği gibi çalıştığınız takdirde başkalarını da yanınızda bulmanız zor olmayacaktır.
Zaferin kendinize ait olduğunu anladığınız an içinizdeki zaferleri ortaya çıkarmak için çelikten bir irade ve inançla çalışmaya koyulduğunuz an etrafınızda size yardım edecekleri görürsünüz. Zaferiniz başkalarına bağlı ise zaferden ümidinizi kesin.



8. İnsana insan olduğu için değer verin.
Her peşin hüküm peşin hüküm doğuracağından insanca yaklaşım bize insanın ruh ve fikir atmosferinde rahat hareket etme imkanı verir. Böylece önyargılarımızı yeneriz. Karşınızdaki insan kendine hangi değeri bilmiş olursa olsun siz ona değer verdiğinizi hissettirin. Kendine ait olmayan bir kalıba dökülmüş olabilir, bizzat kendine bir hareket haline gelmiş olabilir. Yine takınacağımız tavır ona insan olmanın büyük değerini vermektir.
Yeryüzüne geldiğiniz her insanı bir ayna olarak kabul edin. Aynada göreceğiniz ancak kendinizsiniz. Öyleyse aynada görmek istediğiniz gibi hareket edin.


9. İşinizi en mükemmel bir şekilde yapın.
Ne yapıyor olursanız olun en mükemmel şekilde yapmaya çalışın. Hiç kimsenin gücü mükemmel bir işi görmezliğe gelmeye yetmez. Mükemmel bir iş kendini mükemmel bir şekilde kabul ettirir. İşinizin ehli olun. Bunun için hiçbir fedakarlıktan kaçmayın.

10. İşimizin isimsiz kahramanı olabilmeliyiz.
İsimsiz kahraman insanlığa faydalı olacak her şeyde kendisinde bir sorumluluğu olduğuna inanan ,bunun için fedakarlığa hazır bulunan bir insandır. "Ben yardım etmezsem bu adam ölecek" "Ben yardım etmezsem bu iş yarım kalacak" düşüncesi iliklerimize işlemiş bir samimiyetle yaşamalıyız
İşimizin ,amacımızın, fikrimizin isimsiz kahramanı olabilirsek kahramanlığa isim olabiliriz.


11. Komik adam olmayınız.
Şiddetli böbrek sancısı çeken birisi karşınızda inlemeye başlarsa o sancı sizde çekersiniz. Yüzünüzdeki ifade inleyen hastanın yüzündeki ifadeye benzer böbrek sancısının ne kadar yıldırıcı olduğunu anlatmak için sancı çekiyormuş taklidi yapan birisi ise size pek komik gelir. Kendinizi, henüz liyakat kesb etmediğiniz hiçbir unvanla, tavırla, sesle, düşünce ve hisle ifade etmeyiniz. Böbrek sancısı çekiyormuş gibi yapmayınız. İşte" komik adam" olmamanın birinci şartı.

12. Faaliyetlerinizde Boşluk Bırakmayın.
Parçalardan birinde göstereceğiniz bir ihmal yapacağınız bir hata elde etmek istediğinizden bambaşka bir bütünlük elde etmenize sebep olur.
Öğrenme ve çalışma faaliyeti sistemli olmalıdır. Bu faaliyetin başlangıç ve bitiş noktası arasında en ufak bir boşluk bırakmamalıdır. Öğrenme ve çalışma faaliyeti sırasında bırakacağınız bir boşluk, ihmal edeceğiniz küçük bir konu, uygulandı sırasında çökmenize sebep olur. Tıpkı evde çimento, demir eksikliğinden dolayı depremde yıkımların olması gibi.


13. Sıfıra Çarparsanız Sıfırlarsınız.
Keşke geçmişimizi bir film gibi seyredebilseydik. Hatalarımızı görebilseydik. Geleceğimizi de aynı şekilde... Düşünün ki hep doğru şeyler yapıyorsunuz. Bir gün gelmiş ki yanlışlar yapıyorsunuz ve doğrulara yanlışlar eklenip duruyor. Yanlış bir daha yanlış, getiriyor. Ve bir de bakmışsınız ki doğrunuz kalmamış. Hayat herkesi dikkatli, temkinli ve sakin olmaya çağırıyor. "Sıfırlardan" korkunuz küçük bir öfke manalı bir bakış bir anlık bir coşku kılığına girebilen bazen kurt bazen kuzu postuna bürüne bilen "sıfırlar" a çarpıldığınızda sıfırlanmış olursunuz.
Küçücük bir sıfıra çarpan yüz milyonlarca rakamınız, sıfır olur gider.


14.İki insan olmayınız.
Başkalarının sizde görmelerini istemediğiniz sizde olduğunu bilmelerini arzu etmediğiniz bir davranışı-tavrı-işi yalnız başına olduğunuz zamanlarda da göstermeniz,yapmayınız.
İnsanların içinde başka yalnız başına kaldığında başka olan birisinin maddi ve ruhi tavırları kuvvetli bir bütünlük arzu etmez. Öyle bir insan parça bölük bir görüntü verir.

15. Derhal Teşebbüse Geçin.
Yapmayı düşündüğünüz işler ulaşmak istediğiniz insanlar gerçekleştirmek istediğiniz tasarılarınız ki aranıza hayali engeller koymayınız. Yeter ki derhal teşebbüse geçilsin. Zor gibi görünen işlerin kolaylıkla halledilebileceği görülecektir. Teşebbüs sayesinde hiç ulaşılamayacak zannedilen insanlara ulaşılabilir.,gerçekleşmez inadında görünen işler gerçekleştirilebilir. Teşebbüs için en iyi zaman, niyetin kalple alev olduğu zamandır. Alev parlar parlamaz hareket ediniz.

16. Doğrularınız yanlışlarınızı yer.
Allah sizi samimi görmek ister. Bir yanlıştan sonra hemen bir doğruya koşmanız samimiyetiniz konusunda onu ikna eder. Çünkü hayat doğruları çok olanın yüzüne güler. Her kötülükten sonra bir iyilik, her yanlıştan sonra bir doğru, kötülüğün ve yanlışlığın lekeleri işinde simsiyah olmanızı engeller. Temizlenmeyen her leke, bir sonra ki ile birlikte biraz daha büyür. Pantolonunuzda dört leke varsa beşincisinin gelmemesi için fazla dikkatli olamaya bilirsiniz. Onun için ilk lekeyi derhal temizlemelisiniz. Yanlışları doğrularından fazla olan her öğrenci sınıfta kalır.

17. Yumruğunuz Demirleştikçe Eldiveninizin İpeği Kalınlaşmalıdır.
İnsanlara yumuşak davrana bilmemiz, olayları yumuşak karşılamamızı kolaylaştırır. İnsanlara karşı sert, kırıcı, haşin davrananlar olaylar karşısında sakin olamazlar. Güçlüyseniz yumuşak olmanızın bir değeri ve manası vardır. Yoksa yumuşaklık ve sükunet, zayıflığın,çaresizliğin diğer adı da değildir.

18. Kaş Yapayım Derken Göz Çıkarmamak için Sağduyu Gerekir.
Kaş yapmak gibi güzel bir niyet nasılda "göz çıkarmak" gibi bir neticeye dönüşüyor. Çıkmış gözlerin çoğuna sebep olanlar, kaş yapmak isteyenlerdir. Çünkü onlarda sağduyu yoktu, basiret yoktu, feraset yoktu. Basiret; kalp gözüyle görebilmek, işinin sonunun nereye varabileceğini doğru kestirmektir. Feraset, çabucak kavrayabilmektir. Sağduyu, gördükten, kavradıktan sonra doğru kararlara varabilmektir. Bu üç kelimenin de manası safha safha ve bir çok yönleri ile birbirlerinde tamamlanırlar. Sağduyu, bütün sivrilikleri törpüleyen, bizi hayati hatalara düşmekten koruyan, zaman kaybetmemize engel olan, kendimize ve etrafımıza zarar vermememizi sağlayan büyük bir güçtür.
Doğruyu görebilmek için doğruyu hissedebilmek, doğruyu hissedebilmek için de doğru yaşamak gerekir.


19. Her Saniyeniz Gayenize Kilitlenmelidir.
Büyük başarılar her saniye tespit edilen gayeler için yaşanmakla elde edilebiliyor. Hayatınızın her saniyesi gayenizin rengi ile renklenmeli onunla dopdolu olmalısınız.

20. Bütün bütün elde edilemeyen bütün bütün terk edilemez.
Elde ettiğiniz her parça bütünle bir irtibat sağlar. Ne kadar küçük olursa olsun elde edilen parça muhafaza edilmeli bütün haşmetine bakılıp küçük görülerek elden çıkarılmamalıdır. Parçada görülen ısrar bir dinamit gibi patlayıp engelleri yok eder ve bütüne giden yollar açılıverir.
Kamil bir insan olmanın bütün gereklerini aynı anda bir arada yerine getirmeyenler bu bütünlüğe ulaşamaz. Gerekçesi ile elde ettiği merhalelerden geri çekilmezler. O merhalede ısrar ederler. Bütün elde etmek için başka yol yoktur. Zafer önce küçük mevzilerde kazanılır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder