sevdam bir inci

Dolu dolu gözlerimde parladın inci tanem Sevdan bir kor yüreğimde hep yandı inci tanem
Şu yaralı gönlümün dermanıdır sözlerin Dermanısın vuslata hasret olan güllerin
Sevdasısın bugünlerin,yarınların,dünlerin İsmini bu deli gönlüm hep andı inci tanem Sevdanla bu yüreğim hep yandı inci tanem

Hicran ateşiyle hep yansam da için için Şikayetçi değilim çekerim senin için
Nedeni yok bu sevdanın sorulmaz ki ne için Ezelden yazıldı gönlümüze bu sevdan inci tanem

Dolu dolu gözlerimde parladın inci tanem Sevdan bir kor yüreğimde hep yandı inci tanem

9 Kasım 2009 Pazartesi

GÖZLERİMİN GÖZLERİNE DEĞDİĞİ YERİ HİC KÖRELTME




GÖZLERİMİN GÖZLERİNE DEĞDİĞİ YERİ HİC KÖRELTME


Caresizdim, caresizdin aslinda....
Duyarsiz ve törel zihniyetli insanlar bir sisli duvar gibi süzülüyordu aramizda... Gözlerim dalinca boşluğa, hayaline ne zaman dokunmak istesem, bu duyarsizlik parcaliyordu bizi.

Sen gökkuşağiydin. Kafami her kaldirdiğimda rengarenk gülümseyen...
Gökkuşaği kadar eşsiz, gökkuşaği kadar erişilmez..

Ve gökkuşaği gibi yağmurla gelen...

Ben ise ufacik bir kara parcasinin üzerinde umutsuzca izliyordum gökkuşağini uzaktan...

Gece olunca, ben duyarsiz ve törel zihniyetli insanlarin arasinda kendimi bile unuttuğumda sen, düşlerim ve düşüncelerim kadar karmaşik olan o şehirde--İstanbul’da--öfkelenirdin.
Öfken caresizliğindi.
Bilirdin ve bilirdim.

Balkona defalarca cikip aramizda uzayan, ucu bucaği olmayan yollara bakar ve yüreğimdeki sevda aleviyle yeniden dönerdim odama. O an ne yaptiğini düşünürdüm.. Hangi gömleği tenini okşuyor, hangi terliklere ayaklari değdi, hangi koltuğa birakti bedenini?

Yoksa balkonundan seyri doyumsuz Adalar’i mi seyrediyor, yakamozlarla süslenmiş denizi seyrederken beni düşünüyor mu, yaninda olamayişimin, birbirimize gec kalişimizin haksizliğini benim kadar duyumsuyor mu?

Zihnimi her gece katleden bu düşünceler, beni sisli duvarlara hapseden tüm mecburiyetler ve zihnimi günden güne uyuşturan bir aşkla uykuya dalardim.

Sabah olurdu daimi karanlik bu kentte... Her sabah dün gece öldürdüğüm düşlerimi sağaltarak başlardim güne. Öfkendeki caresizliğe care arardim saatlerce.

Gözlerinin gözlerime ilk dokunduğu ani düşlerdim ve dudaklarini dudaklarimda keşfettiğimde, hissettiğim o yakici titremeyi...

Sense başini yukari kaldirarak gülümserdin bu şaşkin, cocuksu titreyişime.

Karli dağlarin arkasinda güneş işiği gibi isitan gülümsemene, hickimsenin besteleyemediği bir musiki olan buğulu sesine ve hangi duygularla baktiğini keşfedemediğim karanlik bir bilmece olan simsiyah gözlerine vurulmuştum..

Ne zaman aramizdaki sisli duvarlardan bahsetsem, gülümsemen kaybolurdu yüzünden; o an deniz grileşir, hava kararir, cevremizde koyu bulutlar kümelenir ve öfkeni salardin üzerime. Gözlerin kapkaranlik bir girdap gibi cekerdi beni icine..

Her günün sonunda ayaklarim beni cehennemime götürürdü. Yillardir aşina olduğum her şey yabancilaşir, silikleşir ve kaybolurdu. Geriye sadece uzaktan seyretmekle yetindiğim yildizlar kadar uzak sen ve ucsuz bucaksiz sevgim kalirdi.

Oysa günün birinde gidecektin ve bana düşsel suretini birakacaktin. Gitmeden önce calinmiş bir sonbahar öğle sonu gözyaşlarimi sürdüm yüzüne, bedeninin sakli kalan tüm kivrimlarinda gizledim bedenimi. Tüm duyarsizliğa, törel zihniyete ve sisli duvarlara; aramizda yilan gibi kivrilan puslu yollara meydan okuyarak...

Deniz yine griydi; gökyüzü, üzerinde durduğum ufacik kara parcasinda beni ezmek icin alcaliyordu. Kibritini cakip yüreğime atip gittin ve bir daha da dönmedin...

Ne kadar zaman gecti aradan, saymadim ve bugün hayatinda bir başkasinin olduğunu duydum.

Yakip da yüreğime attiğin kibrit cöpünün ateşi sönmedi hala.. Aramizda örülen sisli duvarlar parcalandi bugün ve parcalanan her oyuktan minicik bir el sizdi düşlerime. Gözleri benimki gibi hüzünlü kivrilan ve seninki gibi karanlik bakan...

Gözlerinin gözlerime dokunduğu yerde durdum hep... Yillarca coğalttim seni, sen de beni coğalt. Derinlerindeki özlemlere yürü,bizi tüm gec kalmişliğa rağmen buluşturan yağmur dokunsun tenine..

Gözlerimin gözlerine değdiği yeri hic köreltme

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder