31 Aralık 2009 Perşembe
Sevgili İnsanlık NERDESİN, .......
Sevgili İnsanlık,
Senin gerçek halini en son, Sevgili yle (as) beraber kol kola görmüşler.
Merhamet, şefkat, hoşgörü ve sevgi de yanınızdaymış.
Zaman zaman bir görünüp bir kaybolsan da o gün bu gündür hiç kimse
görmemiş gerçek halini.
Bir yerlerde saklanıyorsun, bunu biliyoruz. Koluna girecek dost yürekler
arıyorsun belli ki ortaya çıkmak için. Belli ki bir hayli dargınsın bize.
Sevgili İnsanlık,
İnsanlar zaten seni, Sevgilinin (sas) gözyaşlarında gördüler önce.
Ve biz gözyaşlarıyla beslendiğini, gözyaşlarıyla büyüdüğünü biliyoruz
yüreklerde.
Ve biz; bir tarafının, bir gözü yaşlıyla sürgünde olduğunu da biliyoruz,
şimdilerde.
Sevgili İnsanlık,
Nedendir bu yüreğimdeki inleyişler bilir misin? Bugün yine; acıyı vurmak
isterken sapan taşlı çocuklar, acıyla vuruldular.
Bugün yine, binlerce çocuğun ekmekleri elinden alındı. Bugün yine, yeni
doğan binlerce bebeğin beşiğine borç senetleri iliştirildi.
Ve bugün yine, siyah tenli çocuklar korkuyla baktılar beyaz tenli adamın
elindeki silaha.
Ve bugün yine, sen girmeyesin diye Filistin kentlerini tanklarla kuşattılar. Ve
kuyulara betonlar döküldü ve mağaralar bombalandı ve denizler yakıldı sen
dönmeyesin diye.
Sevgili insanlık,
Bir çocuk masumiyetiyle çağırıyoruz şimdi seni. Elma diyoruz, çık artık!
Sevgili insanlık,
Akıllar senden uzaklaşmakta senin yokluğunda.
Sen biliyorsun ki; sevgi, merhamet, şefkat ve gözyaşının eşlik etmediği bir
akıl, et yığınından başka bir şey değildir.
Şimdi, et yığınlarının inşa ettiği çelik paletler arasında ezilmektedir merhamet.
Ve merhametin öldüğü bu dünya, kanlı bir dünya oldu.
Ve gözyaşlarından mahrum bu dünya, kurak bir çöle döndü.
Sevgili insanlık,
Gözyaşları sendedir bunu biliyoruz artık. Elma diyoruz, ne olur ortaya çık!
Sevgili İnsanlık,
Sen gittin; cimrilik, cehalet, kabalık, budalalık, enâniyet, nefsâniyet,
şehvâniyet boy verdi gönül vadilerinde.
Ayrık otları gibi sardılar ruhları. Ve sevgi, bir kuş gibi uçup gitti beden
kafeslerinden.
Sen gittin; dertsizler dertlileri, sağlıklılar hastaları, zenginler fakirleri, sahipliler
sahipsizleri unuttu.
Sen gittin, büyük balıklar küçük balıkları yuttu. Sen gittin; benlikler nefislere
kaptırıldı ve ruhların içi boşaldı.
Ve benlikler, içi boşalmış ruhlara put olarak dikildi. Ve şimdi insanlar kendi
benliklerinin firavunluğunu yaşıyorlar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder