sevdam bir inci

Dolu dolu gözlerimde parladın inci tanem Sevdan bir kor yüreğimde hep yandı inci tanem
Şu yaralı gönlümün dermanıdır sözlerin Dermanısın vuslata hasret olan güllerin
Sevdasısın bugünlerin,yarınların,dünlerin İsmini bu deli gönlüm hep andı inci tanem Sevdanla bu yüreğim hep yandı inci tanem

Hicran ateşiyle hep yansam da için için Şikayetçi değilim çekerim senin için
Nedeni yok bu sevdanın sorulmaz ki ne için Ezelden yazıldı gönlümüze bu sevdan inci tanem

Dolu dolu gözlerimde parladın inci tanem Sevdan bir kor yüreğimde hep yandı inci tanem

28 Aralık 2009 Pazartesi

HİDAYET ÜZERE MİYİZ?





Ameller niyetlere göre değerlendirilir. İnananlar her türlü ibadeti; riya, kibir ve ucubdan uzak bir şekilde gerçekleştirmelidir. Bireyin içsel dönüşümü ve manevi terakkisi sahih itikat ve salih amel sonrasında tecelli eder. Toplumların huzur ve mutluluğu da fertlerin durumuna bağlıdır. Nimetlerin devamı için şükür gereklidir. Çoğu defa maddi refah sonrası sefahatler, toplumların sonunu hazırlar. Sosyal hadiseler uzun solukludur. Milletlerin hayatında 100 yıllar pek uzun sayılmaz. İslam ümmeti, yakın tarihteki hatasını anlayıp kendine gelmeye niyet ve gayret ederse toparlanma sürecine girebilirler. Nitekim ayette belirtildiği gibi: “Bir millet kendini bozmadıkça, Allah onların durumunu değiştirmez” (Ra’d, 13/11).

Manevi açlıktan kurtulmak için
Egosunu yenebilen örnek kişiler, mutluluk ve bilgelik timsali olarak etraflarına ışık ve huzur verirler. Onlar iman ve ilahi hatırlatmalardan aldıkları ilhamla enerjilerini dışa da yansıtırlar. Peygamberler ve gönül erleri bunların canlı misalleridir. Ruhlarımız kendini aşabilen gönül erlerine rastlarsa onların yanında soluk alır, dinlenir ve rahatlar. Dünyevi meşguliyet ve sıkıntılar unutulur, adeta manevi bir bayram yaşanır. Müminin ruhu, namaz, zikir ve sohbet gibi manevi atmosferlere ulaşabilmek için çırpınır. Müslüman; namaz, Kur'ân ve dini sohbet meclislerinde bulunmak için can atar. Günahlardan tövbe ile uzaklaşıp, nafileler ile Rabbine yaklaşmaya çalışır. İç dünyasındaki dağınıklıkları toparlar, yakın ve uzak istikamete emin adımlar atar.

Müslüman kendini düzeltmeye çalışırken, diğer insanların ve günahkârların da iyi insan olması ve hidayete ermesi için gayret eder. Hata ve kusuru kabul edebilmek irfandandır. Kişilere karşı işlenen hataları af dileme ortadan kaldırırken, Allah’a karşı işlenen günahları da tövbe ortadan kaldırır. Böylelikle kişi günahın ağırlığından kurtularak hidayete doğru kanat çırpmaya başlar. Bazı bela ve musibetler, inanana kendini yeniden sorgulama ihtiyacı hissettirir. Kusurunu anlayıp tövbe eden kişi, güzel ameller ile iç huzura kavuşur, mutlu bir hayat yaşar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder