بســــــــــم الله الرحمن الرحيــــــــــم
İSLÂM'DA DÜŞÜNCE YÖNTEMİNİN ÖNEMİ VE
İSLÂMÎ ZİHNİYETİN TEMEL ÖĞELERİ
İSLÂMÎ ZİHNİYETİN TEMEL ÖĞELERİ
وَلَكِنَّ اللَّهَ حَبَّبَ إِلَيْكُمُ الْإِيمَانَ وَزَيَّنَهُ
فِي قُلُوبِكُمْ وَكَرَّهَ إِلَيْكُمُ الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ أُوْلَئِكَ هُمُ الرَّاشِدُونَ
فِي قُلُوبِكُمْ وَكَرَّهَ إِلَيْكُمُ الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ أُوْلَئِكَ هُمُ الرَّاشِدُونَ
"Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu kalplerinize ziynet yapmıştır. Küfrü, fıskı ve isyanı da size kerih / çirkin göstermiştir. Râşid olanlar (Rüşte ermiş olanlar) işte bunlardır. " (Hucurat 7)
Allahu Teala böyle buyurduğu halde günümüzde çoğu Müslüman ne kadar küfür, isyan ve fısk varsa “modernlik”, “çağdaşlık” adlandırmaları ile onlara hayran kalıyor, onlardan kaçınmıyor ve hatta onlara koşuyor.
- Domuz haramdır diyorlar ve ondan tiksiniyorlar. Faiz de haramdır ama ona koşuyorlar. Halbuki; faizin en hafifi kişinin annesi ile Kâbe'de zina etmesi olarak vasıflandırıldı. Onunla amil olanlar Allah ve Resulü ile savaşan olarak nitelendirildi.
- Demokrasi küfürdür, şirktir diyorlar. Fakat, "söz artık halkındır" ve "bir gün değil her gün demokrasi olsun" diye övgüler düzen, demokratlık yarışına giren Müslümanlar var.
- Cumhuriyeti küfür saydıkları halde, ona “fazilettir” diye övgü yağdırabiliyorlar.
- Laiklik küfürdür, Allah'a kafa tutmaktır dedikleri halde “bu işe dini karıştırma” da diyebiliyorlar.
- Münker görüldüğünde değiştirilmelidir inancına sahip olanlar; çağdaş münkerler karşısında “zaman sana uymazsa sen zamana uy” diye çağrıda bulunabiliyorlar.
- Haramla Allah razı edilmediği halde, “gaye vasıtayı meşru kılar” diyen makyavelist düşünceli Müslüman tipler türemiştir.
- Amellerin ölçüsü helal-haram, sevap-günah olması gerekirken, “fayda ve zararı” ölçü alan Pragmatik zihniyete sahip kişiler mevcut.
- Kadının korunması gereken bir namus olduğu bilindiği halde karısının, kızının, bacısının açık saçık dolaşmasını, nafaka temini peşinde koşuşturmasını, siyasal ve sosyal faaliyetlerde bulunmasını savunan, bundan sıkıntı duymayan ve hatta zevk alanlar var.
- Allah'ın rızası için malından infakla mutlu olunması gerekirken bundan kaçınan ve hoşlanmayanlar var.
- Allah küfrü ve kafiri, müşrikleri pislik, murdar olarak vasıflandırırken; “küfre ve kafire hoşgörülü ve sevgi ile yaklaşmalı” “yaratılanı yaratandan ötürü sevmeli” söylemi ile katılımcılığı savunarak onlarla diyalog peşinde koşanlar var.
Böylesi örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Bir Müslüman böyle durumlara nasıl düşer?!... Elbette ki, İslâmî zihniyetten uzaklaşmak bütün problemlerin ana kaynağıdır.
Düşüncenin insan yaşamındaki yeri malumdur. Kişi ancak sağlıklı düşündüğü sürece insandır. Zira insanın hayvanlardan en bariz farkı düşünebilmesidir. Düşünmek yani akletmek ise, eşya ve olaylar hakkında zihinsel hüküm vermektir. İşte, kişi bu hükümlerine göre hareket ettiği sürece hayvanlardan farklı olmaktadır. Aksi halde o, hayvanlar gibi sadece duygularının, arzularının peşinde koşar. İnsanların ekserisi de bu duruma düşmektedir. Yani genelde aklederek değil de arzu ve duygularının tatmini peşinde koşarak yaşamaktadır. Nitekim Allahu Teala bunu şu şekilde bildirmektedir:
أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلًا أَمْ تَحْسَبُ أَنَّ أَكْثَرَهُمْ يَسْمَعُونَ أَوْ يَعْقِلُونَ إِنْ هُمْ إِلَّا كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ سَبِيلًا
"Hevasını (arzu ve duygularını) kendisine ilah edineni gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın? Yoksa sen onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akledeceğini mi sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar daha şaşkın haldedirler." (Furkan 43-44)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder