Ama ben seni çok çabuk özledim...
Anılarımın tozunu almayı geçirdi fikrim düşüncemden. Bilmem ki gerek var mıydı? Eskirler miydi daha bir yoksa canlılık mı kazanırlardı? "Nereden başlasam?" diye sordum kendime. Bir gölge gibi varlığın yanımdayken yokluğundan geçmiş zamanın neresinden başlayacağımı bilemedim.
Yetmedi: Kokun eskimeye başalamış kazağındaki. Her gün/gece içime çektiğimden olsa gerek.
Ben seni; çok çabuk özledim...
Sana ait olan ne varsa dağıttım odamın her bir köşesine. Seni sen olmaksızın yaşamaya çalışmanın keyifli bir yanınını bulup çıkaramadım kendime. Bir de ilk defa bu kadar becereksiz olduğumu farkettim. Yettiremiyorum anıları an'ıma...
Olmuyor...
Ben seni çok çabuk özledim...
Hangi anıya el atsam önce bir sevinç kaplıyor pamuk ipliği yüreğimi. Gözlerimde gözlerinin gözlerime çarptığı anın parıltısı. Bir heyecan içimde. Uzanmak istiyor parmak uçlarım canımın attığı yere.
Yoksun...
Ben seni çok çabuk özledim...
Günler geçmiyor özlemin sağanaklığında. Korkuyorum kokunun unutmaktan. Kendime yabancılaşmaktan.
Ama ben...
Ama sen...
Ben seni çok çabuk özledim
5 Ocak 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder