
Biliyorum, güllerden geçer sana giden yolları Yakarışlarla, dualarla, tahiyyatlarla bezenir.
Ey rahmetiyle kalpleri evirip çeviren, Sana kalbimi getirdim.
Ey kalpleri nuruyla sarıp okşayan! Onulmaz yaralarla kan-revan kalbim avuçlarımda, kapına geldim.
'Selam olsun ömür seccadesini gönül dergahına serenlere' diyebilmeyi ne çok isterdim, ama biliyorum ne yüzüm var nede hakkim.
Öğrendim ki dua, aşığın maşuğuna bir haber salmasıdır; gözyaşlarıyla yazılmış bir mektubu. Ve bir bekleyiştir, iştiyakla, korkuyla, ümitle bekleyiş.
İste, zaman her saniyesini balyozlamaktayken ömrün, verilmemiş hesapların korkusuyla, titreyen yüreklerimizin bir lahza umut adına geldik kapına Ah gelebildik mi, bir haber var mi affına dair?
Acziyetimi alarak koynuma, bir dervis hırkasıyla, sevgili Eyyüb' unun sabrını yüklenerek gelebilmek isterdim kapına!
Ey gökyüzünü kudretiyle sürmeleyen!
Rahmetini serp, taşlaşan gönüllere Ey Rabbim!
Sanadır münacatım, yalnız Sana olsun aşkım lütfeyle!
Bir avuç ateş böceği uçuver ne olur zifiri yüreklerimize.
Kararan günlerimize, gecelerimize.
Ve ne olursan ol gel diyen aşıkların hürmetine, ne olur affeyle!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder